The Double Minaret Madrasah

The Double Minaret Madrasa is a Seljuk work that has become a symbol of Erzurum. It is generally accepted that it was built in the late 13th century. It is also called Hatuniye Madrasah in the name of the idea that it may have been built by Hundi Hatun, the ...

The Double Minaret Madrasah

The Double Minaret Madrasa is a Seljuk work that has become a symbol of Erzurum. It is generally accepted that it was built in the late 13th century. It is also called Hatuniye Madrasah in the name of the idea that it may have been built by Hundi Hatun, the daughter of the Seljuk Sultan Alaaddin Keykubat, or Padişah Hatun of the Ilhanlı Dynasties.

The Double Minaret Madrasa is a Seljuk work that has become a symbol of Erzurum. It is generally accepted that it was built in the late 13th century. It is also called Hatuniye Madrasah in the name of the idea that it may have been built by Hundi Hatun, the daughter of the Seljuk Sultan Alaaddin Keykubat, or Padişah Hatun of the Ilhanlı Dynasties. The madrasa, which measures about 35x46 meters, is the most important example of the group of madrassas with two floors, four balconies and an open courtyard. Its courtyard, measuring 26 by 10 meters, is surrounded on all four sides by ravines. Student and teacher rooms are lined up on either side of the courtyard. The madrassa has nineteen rooms on the ground floor and eighteen on the first floor. The square space to the west of the entrance was used as a mosque. The dome, which joins the main porch to the south, with the mummy underneath, has the distinction of being the largest mausoleum among its contemporaries in Anatolia. The dome, with a twelve-cornered body, is covered with a dome on the outside and a dome on the inside. The handle is decorated with decorative ribbons and erasers.

Rabia Ana, Cumhuriyet Cd. No:3, 25030 Yakutiye/Erzurum, Türkiye

Değerlendirmeler

Google Yorumlarda 8018 yorumun ortalaması 4.8
Mahoo Kuzey
27 Ağu 2022
(8 ay önce)
Yakın zamanda çevre düzenlemesine cidden önem verilmesiyle birlikte daha bi ön plana çıkan taaa atalarımız Selçuklulardan günümüze kadar gelen mesaj niteliğinde oyulmuş ve yontulmuş taşlardan ibaret insana güven veren harika bir yapı. "Korkmayın! Bu vatanda bugün nasıl biz nöbetçiysek, sizin zamanınızda da nöbetimiz devam edecektir" der gibi duruyor, "Burası kıyamete kadar bizim vatanımızdır" diye gürlüyor sanki. 13. yy sonlarında yaptırıldığı söyleniyor zira hakkında bir kitabe yok. İçerisinde birçok oda var. Odalar içinde sergilenen 16. yy ve 20. yy'dan kalma eserler ve bu eserlere ait kısa bilgilendirmelerle ziyaretçiler ağırlanıyor. Ayrıca zemin kata inen bir kabir var. Emin olmamakla birlikte eserin inarını emreden Sultan Alaattin Keykubat'ın kızı Hundi Sultana aitmiş. Giriş ücretsiz.
Cenk Özkasım
28 Ağu 2022
(7 ay önce)
Öyle sanıyorum ki Erzurumu son ziyaret ettiğimde burası restorasyondaydı zira böyle muazzam bir eseri göremeden ayrılmazdım. Tarihçi yahut arkeolog değilim, buranın restorasyonu başarılı olmuş, olmamış bir şey diyemem ancak ecdad yapmış işte. İnanın ki tılsımlı bir yapı. Ortada geniş bir avlu ki zaten hayranımdır iç avlulu yapılara, kenarlarda ise eğitim alınan derslikler. Şimdi o derslikler sergi odaları olarak kullanılıyor ve oldukçada başarılı. Taş duvarlardaki süslemelere, el oymalarına hayran olmamak MÜMKÜN DEĞİL. Hele ki 18yy dan bir ahşap sütün var, muhtemelen bir kapı sereni imiş diye hayal ettim ben, herkesi büyüleyecek bir sanat eseri. Size altın değerinde bir tavsiye vereyim lafı uzatmadan; Erzurum, cennet vatanımın çok sevdiğim bir kenti. İnsanı doğru düzgün, saygılı. Şehir gelişmiş, herkesin özünden ve zevklerinden bir parça bulabileceğine inandığım bir şehir. İmkanınız varsa gidin, görün ve gezin. Niyeti olanın bir şekilde imkanı da olur inşallah.
Emre Berk Ahu
31 Ara 2022
(3 ay önce)
Çifte Minareli Medrese Erzurum'un sembolü haline gelen bir Selçuklu eseridir. Genelde 13'üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları'ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir. Yaklaşık 35x46 metre boyutlarında olan medrese iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubunun en önemli örneğidir. 26x10 metre ölçülerindeki avlusu, dört yönden revaklarla çevrilidir. Avlunun her iki tarafında öğrenci ve öğretmen odaları sıralanmaktadır. Medresenin zemin katında on dokuz, birinci katında ise on sekiz odası bulunmaktadır. Girişin batısındaki kare mekân, mescid olarak kullanılmıştır. Güneyde ana eyvanla birleşen, altında mumyalığı bulunan kümbet, Anadolu'da çağdaşları arasındaki en büyük türbe olma özelliğine sahiptir. Gövdesi on iki köşeli olan kümbet dıştan külah, içten kubbe ile örtülüdür. Saçağı, süsleme şerit ve silmelerle bezenmiştir. Çifte Minareli Medrese'nin özellikle taç kapısında bulunan bezemeler, Selçuklu taş süslemesindeki derinliğin ve estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturmaktadır. Bezemelerde ağırlıklı olarak bitkisel ögeler kullanılmıştır. En çok palmet ve rumi motifleri kullanılırken, her ikisinin de birbiri ile uyumu dikkat çekmektedir. Taç kapının batı tarafına Orta Asya Türkleri'nin simgesi olan çift başlı kartal, ağzı açık iki yılan ve dilimli yapraktan oluşan hayat ağacı işlenmiştir. Doğu tarafında bulunan simetriğinde ise yaprak ve kartal işlemesi yer almamaktadır. Taç kapının iki yanında yükselen sırlı tuğla ve tuğla ile örülü, motiflerle bezeli minarelerin boyu 26 metredir. Harap halde iken Osmanlı padişahlarından 4. Murad tarafından tamir ettirilen ve bir süre "tophane" olarak kullanılan medrese, 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir.
Erim KADIOĞLU
03 Haz 2022
(10 ay önce)
Tarih kokuyor. Biz gittiğimizde üniversitenin mezuniyeti olduğundan şehir dışından gelen öğrenciler ve veliler nedeniyle yoğundu. Güzel bir resim sergisi vardı. Canlı gözle görülmesi gereken Selçuklu mimarisi özellikle minareleri. Küçük küçük odalar müzeye dönüştürülmüş. Kafanızı eğerek giriyorsunuz. Elbiseden tut el yazmalarına ve takıya kadar güzel eserler var. Erzurum’un merkezinde olması çok büyük bir avantaj.
bilal mucuk
13 Ağu 2022
(8 ay önce)
Harika bir şekilde restore edilmiş. Binanın taş yapısı ve duvarlardaki mimari, motifler harika. İçerisindeki odadiklarda Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sosyal ,ekonomik ve kültürel ögeler sergileniyor. Türk İslam dünyasına damga vurmuş bazı isimlere de yer verilmiş. Kesinlikle ziyaret etmeniz gerekn bir mekan.
The Ahmadiyya Madrasah

The Ahmadiyya Madrasah

The Ahmadiyya Madrasah was built in 1314 by Ahmet bin Ali bin Yusuf during the Ilhanid State. Ahmadiyya ...
The Double Minaret Madrasah

The Double Minaret Madrasah

The Double Minaret Madrasa is a Seljuk work that has become a symbol of Erzurum. It is generally ...