Where is the Old Mosque? Directions to the Old Mosque, History of the Old Mosque, Architectural Features of the Old Mosque, Parts of the Old Mosque, What to Do Around the Old Mosque Who built the Old Mosque? Information you wonder about the Old Mosque is on Nomatto!
Rising on the historical coast of Mersin, the Old Mosque rises to the sky as a symbol bearing the glorious traces of the Ottoman period. Dedicated to the foundation of Bezmialem Sultan, the mother of Sultan Abdülaziz, this building has survived the test of time. The Old Mosque invites you on a journey from the depths of history to the present day. Where is the Old Mosque? Directions to the Old Mosque, History of the Old Mosque, Architectural Features of the Old Mosque, Parts of the Old Mosque, What to Do Around the Old Mosque Who built the Old Mosque? Information you wonder about the Old Mosque is on Nomatto!
Böylesine tarih dokusu olan, dinlerin ve medeniyetlerin beşiği kabul edilen Tarsus'a giderken mutlaka bir müze kart alın. Çok daha ekonomik olacaktır. Ayaklarınıza rahat bir spor ayakkabı üstünüzde sizi terletmeyecek ve rahat yürümenizi sağlayacak kıyafetleri tercih edin. Tarsus yürüyerek doya doya gezilir. Bizden söylemesi.
Çarşıbaşındaki Kilisenin 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı söylenmektedir. Roma sitilinde kalın ve yüksek duvarları, iç kısmı geniş, dışa bakan tarafı dar, derin pencereleri ve kalın sütunları ile dikkat çekicidir. 1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından onarılarak camiye çevrilmiştir. . Bazı kaynaklarda Ortaçağın başlarına ait bir Ayasofya Kilisesinden söz edilir ve Papa'nın elçisi Mainz Piskoposu Konrad Von Wittelsbach'ın 6 Ocak 1198'de burada, Ruppenlerden l.Leon'u Ermeni Kralı olarak tanıdığı ve taç giydirmiş olduğu anlatılır.1704'de Tarsus'a gelen P.Lucas'da burada bir Grek ve bir Ermeni Kilisesinden söz ederek Ermeni kilisesinin Paulus'un kendisi tarafından inşa edildiğini belirtir. 1851 yılında Tarsus'a gelen V.Langlois de bu kiliseyi ziyaret etmiştir. Roma stilinde kalın ve yüksek duvarları,iç kısmı geniş,dışa bakan tarafı dar,derin pencereleri ve kalın sütunları dikkat çekicidir. Kilisenin bahçesine.batı yönde bulunan ve cephesi oldukça süslü bir kapıdan girilir.Yapı bu bahçe içerisinde yaklaşık 460 m2.lik bir alanı kapsamaktadır.Kesme taşlarla inşa edilen yapının dış uzun cephelerinde kör kemerler bulunmaktadır.Batıdaki ana kapıdan girilen salonun genişliği 19.30 m.,uzunluğu 17.50 m.dir.Girişin sağında ve solunda birer yarım plaster sütun ve bu sütunların hizasında salonu üç sahına (nef) ayıran,ikişerli iki sıra halinde dört serbest sütun yer alır.Kuzey ve güney duvarlarda da yine yarım sütunlar bulunmaktadır.Aslında bu sütunlar gri renkli granit olup,antik çağ yapılarına ait olmaları muhtemeldir.Orta salonun genişliği 12.60 m. olup, üzeri tonozludur. Tavanın merkezine rastlayan bölümde,ortada Hz. İsa olmak üzere doğuda Yohannes ve Mattaios,batıda Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır.Yapının kuzey-batı köşesinde ise bir çan kulesi yer almaktadır.Yapı ve çevresi yıl içerisinde oldukça büyük bir restorasyon görmüş, çevre düzenlemesi ve istimlak ile düzenlenmiştir. Kaynak: Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivi.
Engin Deniz
31 Eki 2022
(8 ay önce)
Çarşıbaşı'ndaki kilise temelli yapının 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı söylenmektedir. Roma sitilinde kalın ve yüksek duvarları, iç kısmı geniş, dışa bakan tarafı dar, derin pencereleri ve kalın sütunları ile dikkat çekicidir. Bazı kaynaklarda Ortaçağ'ın başlarına ait bir Ayasofya Kilisesi'nden söz edilir ve Papa'nın elçisi Mainz Piskoposu Konrad Von Wittelsbach'ın 6 Ocak 1198'de burada, Ruppenlerden l.Leon'u Ermeni Kralı olarak tanıdığı ve taç giydirmiş olduğu anlatılır. 1704'de Tarsus'a gelen P.Lucas'da burada bir Grek ve bir Ermeni Kilisesinden söz ederek Ermeni kilisesinin Paulus'un kendisi tarafından inşa edildiğini belirtir. 1851 yılında Tarsus'a gelen V.Langlois de bu kiliseyi ziyaret etmiştir. Roma stilinde kalın ve yüksek duvarları, iç kısmı geniş,dışa bakan tarafı dar, derin pencereleri ve kalın sütunları dikkat çekicidir. Kilisenin bahçesine batı yönde bulunan ve cephesi oldukça süslü bir kapıdan girilir. Yapı bu bahçe içerisinde yaklaşık 460 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Kesme taşlarla inşa edilen yapının dış uzun cephelerinde kör kemerler bulunmaktadır. Batıdaki ana kapıdan girilen salonun genişliği 19.30 metre, uzunluğu 17.50 metredir. Girişin sağında ve solunda birer yarım plaster sütun ve bu sütunların hizasında salonu üç sahına (nef) ayıran, ikişerli iki sıra halinde dört serbest sütun yer alır. Kuzey ve güney duvarlarda da yine yarım sütunlar bulunmaktadır. Aslında bu sütunlar gri renkli granit olup, antik çağ yapılarına ait olmaları muhtemeldir. Orta salonun genişliği 12.60 metre olup, üzeri tonozludur. Tavanın merkezine rastlayan bölümde, ortada Hz. İsa olmak üzere doğuda Yohannes ve Mattaios, batıda Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır. Yapının kuzey-batı köşesinde ise bir çan kulesi yer almaktadır.
Kilise daha sonra camiye çevrilmiştir Eski Cami, Kilise Camii veya Baytemür Camii isimleriyle tanınır. İnşa tarihi konusunda da farklı görüşler vardır. 2'nci yüzyıldan 14'üncü yüzyıla kadar geniş bir aralığa tarihleyen kaynaklar vardır.
Bazı kaynaklarda 1360'da Seyfeddin Bay-Temur el Harizmi'nin kiliselerden birisini camiye dönüştürdüğü ve bu nedenle "Bay-Temür Camii" adıyla anıldığı yazılıdır. Bazı kaynaklarda ise, 1415 yılında Ramazanoğlu Şebabettin Ahmet Bey'in kiliseyi cami haline getirerek yanma bir minare eklediği kayıtlıdır. Türkler bir şehri aldıklarında oradaki en büyük kiliseyi camiye çevirdikleri ve ezan okunup namaz kılındığı bilinir. Yukardaki rivayetlerin ikisinin de doğru olduğu, hatta kiliseden dönüştürülen ilk cami olması nedeniyle 1415 yılında onarılarak tekrar ibadete açıldığı düşünülmelidir. Bazilikal planlı, üç nefli, tonoz örtülü, sade bir yapıdır. Doğu tarafında apsis kısmı vardır. Güney duvarına mihrap eklenerek Ulucami plan şemasında bir cami haline getirilmiştir. Dıştan beşik çatı örtülüdür. Doğu cephesindeki girişin sağında minaresi bulunur. Kuzey cephesine son cemaat saçağı eklenmiştir. Yapı, önemi nedeniyle sürekli onarılmıştır. Tarihi bilinen onarımlar, 1868 ve 1900'de yapılmıştır. Son onarım 2007'de tamamlanmıştır.
johnny
30 Tem 2019
(3 yıl önce)
Yapı 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak inşa edildiği söylenmektedir.1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından onarılarak camiye çevrilmiştir. Bazı kaynaklarda Ortaçağın başlarına ait bir Ayasofya Kilisesinden söz edilir ve Papa'nın elçisi Mainz Piskoposu Konrad Von Wittelsbach'ın 6 Ocak 1198'de burada, Ruppenlerden l.Leon'u Ermeni Kralı olarak tanıdığı ve taç giydirmiş olduğu anlatılır.1704'de Tarsus'a gelen P.Lucas'da burada bir Grek ve bir Ermeni Kilisesinden söz ederek Ermeni kilisesinin Paulus'un kendisi tarafından inşa edildiğini belirtir. 1851 yılında Tarsus'a gelen V.Langlois de bu kiliseyi ziyaret etmiştir. Roma stilinde kalın ve yüksek duvarları,iç kısmı geniş,dışa bakan tarafı dar,derin pencereleri ve kalın sütunları dikkat çekicidir. Kilisenin bahçesine.batı yönde bulunan ve cephesi oldukça süslü bir kapıdan girilir.Yapı bu bahçe içerisinde yaklaşık 460 m2.lik bir alanı kapsamaktadır.Kesme taşlarla inşa edilen yapının dış uzun cephelerinde kör kemerler bulunmaktadır.Batıdaki ana kapıdan girilen salonun genişliği 19.30 m.,uzunluğu 17.50 m.dir.Girişin sağında ve solunda birer yarım plaster sütun ve bu sütunların hizasında salonu üç sahına (nef) ayıran,ikişerli iki sıra halinde dört serbest sütun yer alır.Kuzey ve güney duvarlarda da yine yarım sütunlar bulunmaktadır.Aslında bu sütunlar gri renkli granit olup,antik çağ yapılarına ait olmaları muhtemeldir.Orta salonun genişliği 12.60 m. olup, üzeri tonozludur. Tavanın merkezine rastlayan bölümde,ortada Hz. İsa olmak üzere doğuda Yohannes ve Mattaios,batıda Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır.Yapının kuzey-batı köşesinde ise bir çan kulesi yer almaktadır.Yapı ve çevresi yıl içerisinde oldukça büyük bir restorasyon görmüş, çevre düzenlemesi ve istimlak ile düzenlenmiştir. Kaynak: Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivi.
Arif Taşkın
01 Eyl 2022
(10 ay önce)
Gördüğüm en eski Camilerden biri. Mutlaka görülmesi gereken tarihi bir yapı
yurdakul içoğlu
04 Mar 2018
(5 yıl önce)
Çarşıbaşındaki Kilisenin 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı söylenmektedir. Roma sitilinde kalın ve yüksek duvarları, iç kısmı geniş, dışa bakan tarafı dar, derin pencereleri ve kalın sütunları ile dikkat çekicidir. 1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından onarılarak camiye çevrilmiştir.
Değerlendirmeler