Nomatto

Barok Mimariyi Yaşatan Yapılar

Barok mimari, 16. ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa'yı kasıp kavuran, ihtişam ve dramatikliğin ön planda olduğu bir mimari akımdır. Adını Portekizce "düzensiz inci" anlamına gelen "barroco" kelimesinden alan bu tarz, Rönesans'ın klasik kurallarına karşı bir tepki olarak doğmuştur. Barok mimaride her şey görkemli, heyecan verici ve göz alıcı olmak zorundadır.

Barok mimarinin tipik özellikleri arasında geniş mekânlar, yüksek tavanlar, bol süslemeler, dramatik ışık oyunları ve dinamik formlar yer alır. Cepheler genellikle büyük ve etkileyici olup, sık sık kavisler, sütunlar ve heykellerle süslenmiştir. İç mekanlarda, zengin renkler, altın varaklar ve fresklerle bezeli tavanlar, duvarları süsleyen ayrıntılı stukolar göze çarpar. Barok mimari, sanatı ve mimariyi bir araya getirerek, seyirciyi hem duygusal hem de görsel olarak etkilemeyi amaçlar.

Barok mimarisi Türkiye'den Fransa'ya, İtalya'dan İngiltere'ye uzanan bir yelpazede kendine yer bulmuş. İstanbul'un Nuruosmaniye Camii'nden Roma'nın ünlü Trevi Çeşmesi'ne, Madrid Kraliyet Sarayı'ndan Versay Sarayı'na kadar her yapı, barok sanatının dramatik etkisi ve estetik ihtişamını kendi benzersiz hikayesiyle yansıtıyor. ✏

İstanbul'un Çemberlitaş semtinde, sanki bir moda ikonu gibi kendi tarzını yansıtan Nuruosmaniye Camii duruyor. Bu camii, Türk barok üslubunu benimsemiş ve "İlk Barok Stil Camii" olmaya hak kazanmıştır. 1748 ile 1755 arasında inşa edilen bu şık yapı, ziyaretçilerini iki yandan yükselen merdivenlerle karşılıyor, kare planlı bu mimari harika, İstanbul'un tarihine modern bir dokunuş eklenmiş. 🕌

Roma'nın ışıltılı Trevi Çeşmesi! İtalyanca adıyla “la Fontana di Trevi” barok stilinin en göz alıcı örneğidir. 18. yüzyılın başında Nicola Salvi'nin zihninden fışkıran bir tasarım harikasıdır. Roma'daki en büyük çeşme ünvanını kapan herkesin bir dilek tutup bozuk paralarını fırlattığı bu çeşme, aslında aşkın ve umudun simgesidir. Ama bir yandan da "Acaba atılan tüm o paralarla ne yapılıyor?" diye düşündürmüyor değil! 💸

Madrid'in göz kamaştıran, lüks odalarıyla "Ben buradayım!" diyen Madrid Kraliyet Sarayı, tasarımıyla 18. yüzyılın barok esintilerini günümüze taşıyor. 3.418 odasında "kaybolmamak için kırıntı bırakmak" gerekebilir. 🛕

Blenheim Sarayı, 1987’de UNESCO Dünya Mirası listesine alınmış. Kraliyetle direkt bir bağı olmamasına rağmen "saray" unvanını kapıp koyuvermiş. Düklerin yaşadığı bu muhteşem malikanede, 18. yy. barok mimarisinin tüm inceliklerini görmek mümkün.

Fransız barok döneminin adeta bir özeti niteliğinde olan bu saray, zaman içinde "Daha büyük, daha ihtişamlı" mottosuyla genişletilmiş. Ama sadece iç mekanlarıyla değil, peyzaj mimarisiyle de göz kamaştırıyor; bahçesiyle beraber 1979’da UNESCO listesine eklenmiş.

Viyana'nın mimari cazibe merkezlerinden biri olan St. Charles Kilisesi Avusturya'nın dini ve sanat şaheseri olarak önemli bir simgesi.

Zwinger Sarayı, Saksonya'nın başkenti Dresden'de bulunan ve 1728'de tamamlanmış bir barok mimari harikası. Barok dönemin özünü; avlusu, havuzları, heykelleri ve süslemeleriyle mükemmel bir şekilde yansıtan bir sanat ve tarih merkezidir.