Keçi Kalesi

Bugün ziyaret ettiğim Keçi Kalesi’ne yolculuğum İzmir metrodan aktarma yaptığım İZBAN Halkapınar istasyonundan başladı Tepeköy yönüne giden trene bindim ve bu istasyondan Selçuk yönüne giden trene binerek İZBAN ile seyahatime devam ettim. Selçuk yönündeki İZBAN hattının üç istasyonu var Kale’ye gitmek için Belevi İstasyonu’nda indim. Sizde burada inerek istasyonun sağ tarafından çıkış yapın, alt geçitin altından az bir yürüyüş ile başlangıç noktasına ulaştım, vardığınızı Keçi Kalesi tabelasından anlayabilirsiniz. Yolculuğunuza patika tarihi taşlı yollar size eşlik edecek, ayrıca işaret kurdeleleri ve oklar kaybolmanızı engelleyecek. Çıkış süresi kondisyonuza göre değişir ortalama 1.5 saat belki daha kısa sürebilir. Çıkış yolunda çok fazla dikenli çalı var, doğa yürüyüşü pantolonu ve ayakkabınız olsa daha rahat çıkarsınız, şort bence giymeyin. Bir süre kale gözlerden kayboluyor endişelenmeyin, irili ufaklı taşları atlattıktan sonra kaleye ulaşıyorsunuz ve muhteşem bir coğrafyaya hakim bir bakış sunan Keçi Kalesi’ne ulaşıyorsunuz. Kale surları oldukça görkemli, içerisinde bizans mimarisi hakim harabe yapılar var kendini bilmez insanların aşklaranı saçma bir şekilde o yüzlerce yıllık olan duvarlara sprey boya ile yazmaları iğrenç. Burayı bakımsız bırakan yetkililerin sorumsuzluğu ayrı bir konu. İniş yolunuz çıkıştan daha kolay ancak dikkatli olun taşlar kayabilir. Not: Arabayla gelenler haritalara İZBAN Belevi İstasyonu’nu yazarak gelebilirsiniz. 🏛🧚 Kısa tarihçesi: Keçi Kalesi, 7. ve 13. yüzyıllar arasında Bizans egemenliği altında inşa edilmiştir. Yine de 1350 civarında Selçuklu döneminde yapıldığını iddia eden bir kaynak buldum. Ancak duvar işçiliğinden dolayı gerçekten Bizans kökenli olduğunu düşünüyorum. 1995 yılında kale restore edilmiştir. Batı perde duvarı çökmüştür ve şimdi bir moloz yığınıdır. Keçi Kalesi ismini bir olaydan aldığını söyleyenler var düşmanı şaşırtmak için keçilerin boynuzlarına mum yerleştirilmiş ve kale muhafızları bunları insan zannedip kaleyi terk etmişler. Kale’nin tarihçesinin milattan önceye kadar sürdüğünü söyleyenler var. 👣🏃‍♂️ Hadi durmayın yürümeyi seviyorsanız buraya bir şans verin İzmir-Aydın otobanından geçen herkesin merakla baktığı bu yer sizleri bekliyor.

1 saatlik dinlenmeli bir yürüyüş ile kaleye varabilirsiniz belirli şekilde bir tırmanış yolu var çok zorlanmazsınız kaleye vardığınızda sprey boyaları ve çöpleri görüp küfür edebilirsiniz yanınızda termosunuz çayınız varsa manzara eşliğinde iyi olur manzarası güzel onun dışında kaleden pek eser yok

Yaklaşık olarak 1 saat 15 dakikada falan bitirebileceginiz bi yolu var. Belli kısımları orta zorlukta geri kalanları kolay zorlukta denebilir. Kaleye ulaştığınizda gördüğünüz manzara her şeye değiyor zaten :)

Bircok kişiye aşağıdan bakınca imkânsız gibi geliyordur ama hic zorlanmadan 1 saatte çıkabilirsiniz. Rehber yolu bildiği için rahat gidersiniz ama rehbersiz ilk defa çıkacaklara yolu anlatacagim. Belevinden kaleye doğru giderken üst geçidi geçince sağa dönün 50-100 metre ilerde yolun solunda tek bir ağaç goreceksiniz oraya arabanizi park edebilirsiniz. Kalenin sağ yamaç tarafından giden bir patika yol var. Düzenli olarak o yol kullanıldığı için yol belli oluyor. 500 metre kadar yolu takip edince arazoz yolunu takip edin. Yol üstünde sol tarafinda 1 metre yuksekliginde dikili beyaz bir levha goreceksiniz. O levhanin olduğu yerden soldaki patika yoluna girin. Ve o yoldan ayrılmayın. Köşelerde kaya üstlerindeki kırmızı beyaz işaretleri takip ederek direk kaleye çıkabilirsiniz. Aksi halde çalıların içinden çıkmak yorucu ve zor olur. İniş 40 dk sürüyor çıkışta dinlenip mola verirseniz 1.20 dk bulur. Şimdiden iyi yürüyüşler. Araçların park edildiği ve yürüyüş patikasinin başladığı yerin resmini ekliyorum.

Kondüsyonunuz yeterli değilse hiç denemeyin. Tırmanış çok zorlu, bir saat sürüyor ama yukarda ki manzara için değer. Kale maalesef çok tahrip edilmiş. Bir yandan da spreylemiş bazı tarih düşmanları. İzbanla gidecekseniz Torbalı Belevi aktarma saatlerini kontrol edin.