Şanlıurfa İnanç ve Kültür Rotası
Şanlıurfa İnanç ve Kültür Rotası
Arkeolojik bulgulara göre Urfa, dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, tüm insanlığın ortak ata yurdudur. Taşı toprağı tarihle yoğrulan ve tarihin her döneminden mutlaka bir iz bulunan Urfa; il genelinde ortaya çıkan her arkeolojik bulguda, tarihin yeniden yazılmasına vesile olup tarihe kaynaklık eden, tarihin gelecekle buluştuğu kadim bir şehirdir.
Arkeolojik bulgulara göre Urfa, dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, tüm insanlığın ortak ata yurdudur. Taşı toprağı tarihle yoğrulan ve tarihin her döneminden mutlaka bir iz bulunan Urfa; il genelinde ortaya çıkan her arkeolojik bulguda, tarihin yeniden yazılmasına vesile olup tarihe kaynaklık eden, tarihin gelecekle buluştuğu kadim bir şehirdir.
Balıklıgöl’ün yanı başındaki arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan “12.000 yıllık Dünyanın En Eski Heykeli”, eser sayısı bakımından Türkiye’nin 5. büyük müzesi olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ünlü tarihçi Ebul Farac'a göre Urfa, Nûh tufanından sonra kurulan ilk şehirlerden biridir. Hazreti İbrahim Urfa’da doğmuş, Nemrud’la efsanevi bir şekilde mücadeleye girmiş, Mucize-i İbrahim ile ateş, Urfa’da gülistana dönüşmüş “serin ve selamet” olmuştur.
Hz. Yakub, kardeşi İys’in gazabından kaçarak Harran’a gelmiş, Harran’da dayısı kızıyla evlenmiş ve 15 yıl kadar Harran’da çobanlık yapmış, oğlu Hz. Yusuf henüz iki yaşında iken ailesi ile Kenan eline göç etmiştir.
Eyyub’un sabrını miras alan bu şehir, Şuayb Antik Şehri ile Mısır’da bir Kıpti’yi öldürüp kaçan Hz. Musa’nın sığınma yeri olmuştur. Hz. Musa, Şuayb Peygamberin yanında kalarak çobanlık etmiş ve ünlü asasını ondan alarak, buradan Tur Dağı'na çıkmıştır. İnanç önderlerini bağrından çıkaran Urfa, peygamberlere izafe edilen makamları ile tarih boyunca “Peygamberler Şehri” veya “Peygamberler Diyarı” adıyla anılmıştır.