Petra Antik Kenti

Petra Antik Kenti, 2300 yıl önce Nabatiler tarafından kayadan oyularak inşa edilmiş ve pembe renkli kumtaşı nedeniyle Gül Kenti olarak bilinen Petra Antik Kenti, tarihte birçok imparatorluğun eline geçmiş, yağmalanmış ve unutulmuş ve 1800'lerde yeniden keşfedilmiştir. Petra'ya gitmek için Ürdün'ün başkenti Amman'dan sadece 3 saatlik bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Ama burayı gezmek için hazırlıklı olun; çünkü kent büyük bir alana sahiptir.

Petra Antik Kenti Nerede

Ürdün Petra Antik Kenti nerede? Ürdün'ün güneyinde, Ürdün Vadisi'nin başlangıcında yer almaktadır. Coğrafi olarak, Petra, Ürdün'ün başkenti Amman'ın yaklaşık 235 kilometre güneyinde konumlanmıştır. Ayrıca, Kızıldeniz'in doğusunda, Wadi Araba çölünün yakınında bulunur. Petra Antik Kenti, Ürdün'ün batı kesiminde, Petra Nehri Vadisi'nin kayalık alanlarına yayılmıştır. Bu vadide, çevresi yüksek ve etkileyici kumtaşı kayalıklarıyla çevrili olan Petra'nın antik yapıları ve mezarları yer alır. Petra, tarihi İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda bulunmasıyla da önemlidir. Antik dönemde, Petra, Arap Yarımadası'ndan Akdeniz'e uzanan ticaret yollarının kesiştiği bir merkez haline gelmiştir.

Petra Antik Kenti Hangi Ülkededir?

Petra antik kenti hangi ülkededir? Petra Antik Kenti, Ürdün'de bulunan bir tarihi ve arkeolojik alanıdır. Petra, Ürdün'ün güneyinde, Wadi Musa şehrine yakın bir konumda yer alır. Ürdün'ün başkenti Amman'a ise yaklaşık 235 kilometre uzaklıktadır. 

Petra, Nabatealılar tarafından M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlanmış ve Romalılar döneminde önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Kent, kumtaşı kayaların oyularak şekillendirilmesiyle oluşturulmuş etkileyici yapılarıyla tanınır.

En ünlü yapı Petra Antik Kenti'nin girişinde yer alan "Al-Khazneh" veya "Hazine" olarak bilinen kaya mezarıdır. Bu yapı, Petra'nın sembolü haline gelmiştir ve turistlerin en çok ilgi gösterdiği noktalardan biridir. Ayrıca, "El-Deir" veya "Manastır" olarak adlandırılan büyük bir tapınak da Petra'nın en etkileyici yapılarından biridir.

Petra, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır ve dünya çapında büyük bir turistik ilgi çekmektedir. Ziyaretçiler, dar ve etkileyici kanyon yoluyla kente giriş yapar ve ardından antik yapıları keşfetmek için geniş bir alana yayılan bir yürüyüş yaparlar.

Petra, tarih, arkeoloji ve mimari meraklıları için büyüleyici bir yerdir. Antik döneme ait kalıntılar, oyma mezarlar, tapınaklar, tiyatrolar ve su kanalları gibi yapılar görmek mümkündür. Ayrıca, Petra'nın çevresindeki dağlık manzaralar da ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.

Petra Antik Kenti, hem tarihi önemi hem de benzersiz doğal güzellikleriyle Ürdün'ün en ünlü turistik yerlerinden biridir. Ziyaretçiler, bu antik kenti keşfederek tarihin izlerini sürmek ve etkileyici atmosferini deneyimlemek için buraya gelirler.

Petra Antik Kenti Hikayesi

Petra antik kenti hikayesi nedir? Petra Antik Kenti'nin hikayesi, tarihi dönemlere uzanan zengin bir geçmişe sahiptir. İşte Petra'nın temel hikayesi:

Petra'nın kökeni, M.Ö. 4. yüzyılda Nabatealılar olarak bilinen bir Arap kavmiyle başlar. Nabatealılar, Petra'yı başkentleri ve ticaret merkezleri olarak seçtiler. Petra, stratejik konumu sayesinde kervan yollarının kesişim noktasında bulunuyordu ve ticaretin canlı olduğu bir bölgede yer alıyordu.

Petra, kumtaşı kayaların oyularak şekillendirildiği bir vadide kurulmuştu. Bu vadideki kayaların güzellikleri ve çevresel korunaklılığı, Nabatealılar tarafından avantaj olarak görüldü ve Petra'nın gelişimine katkı sağladı.

Nabatealılar, Petra'yı ticaret yolları üzerindeki önemli bir durak haline getirdiler ve Roma İmparatorluğu ile güçlü ticari ilişkiler kurarak zenginlik elde ettiler. Petra, bu dönemde kervanların ve tüccarların uğrak noktası haline geldi. Ayrıca, Nabatealılar, su sistemleri ve sulama kanalları gibi teknikleri kullanarak Petra'yı bir su şehri haline getirdiler.

Ancak Petra'nın zenginliği ve önemi, Roma İmparatorluğu'nun güçlenmesiyle birlikte azaldı. Roma İmparatorluğu, kervan yollarının yerini deniz ticaretine bırakmasıyla Petra'nın ticari değerini azalttı. Ayrıca, Roma İmparatorluğu'nun Petra'yı fethetmesi ve şehri yönetmesi de dönemsel değişikliklere neden oldu.

Sonraki yüzyıllarda Petra, unutulmaya başladı ve sadece yerel halk arasında bilinen bir yer haline geldi. Daha sonra, 19. yüzyılın başında İsviçreli bir gezgin olan Johann Ludwig Burckhardt, Petra'yı yeniden keşfetti ve dünyaya tanıttı. Bu keşifle birlikte Petra, modern arkeolojik çalışmalara konu oldu ve uluslararası ün kazandı.

Petra, günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır ve turistlerin ilgisini çeken önemli bir arkeolojik alan haline gelmiştir. Kentin benzersiz mimarisi, oyma mezarları, tapınakları ve diğer yapıları ziyaretçilerin ilgisini çekerken, tarih boyunca yaşanan hikayesi de merak uyandırmaktadır. Petra'nın zengin kültürel mirası ve eşsiz doğal güzelliği, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Petra Antik Kentine Nasıl Gidilir?

Petra Antik Kenti'ne ulaşmak için genellikle şu adımları takip edebilirsiniz:

• Uluslararası Uçuş: Petra'ya ulaşmak için öncelikle Ürdün'ün başkenti Amman'a uluslararası bir uçuşla gelmeniz gerekmektedir. Queen Alia Uluslararası Havalimanı, Amman'a hizmet veren ana havalimanıdır.
• Amman'dan Petra'ya Ulaşım: Amman'dan Petra'ya ulaşmanın birkaç seçeneği vardır:
• Otobüs: Amman'dan Petra'ya düzenli otobüs seferleri bulunmaktadır. Petra'ya giden otobüsler, genellikle Amman'daki Abdali Otobüs Terminali'nden kalkar. Seyahat süresi yaklaşık 3 ila 4 saat arasında değişebilir.
• Taksi: Amman'dan Petra'ya taksiyle gitmek, daha hızlı bir seçenek olabilir. Ancak taksi yolculuğunun maliyeti daha yüksek olabilir.
• Kiralık Araç: Amman'dan Petra'ya kiralık araçla gitmek, bağımsız bir seyahat deneyimi sunar. Yolculuk süresi yaklaşık 3 ila 4 saat arasında değişebilir. Ancak, Ürdün'de trafik ve yol koşullarını göz önünde bulundurarak dikkatli olmanız önemlidir.

Petra Antik Kenti'ne Giriş: Petra'ya ulaştıktan sonra, ziyaretçi merkezinden giriş bileti almanız gerekmektedir. Giriş bileti, Petra Antik Kenti'ndeki tüm önemli alanlara erişim izni verir.

Petra Antik Kenti'ni Keşfetme: Petra'ya giriş yaptıktan sonra, antik kentin geniş alanlarını keşfetmek için yürüyerek veya yerel rehberlik hizmetlerinden yararlanarak gezebilirsiniz. Petra'nın ana cazibe merkezlerinden biri olan El-Khazneh (Hazine), mutlaka görülmesi gereken bir yapıdır.

Petra Antik Kenti'ne giden yolculuk, Ürdün'ün tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek için unutulmaz bir fırsattır. Seyahat planınızı önceden organize etmek ve ihtiyaçlarınıza uygun bir ulaşım seçeneği seçmek önemlidir. Ayrıca, ziyaret sırasında yerel yetkililerin yönergelerine uymak ve güncel seyahat bilgilerini kontrol etmek de önemlidir.

Petra Antik Kenti Gezilecek Yerler 

Arkeoloji, mimari,kültür ve doğa gezisini bir arada sunan ve Dünyanın yeni 7 harikasından biri olan ve Petra Antik kentinin öne çıkan duraklarını özetleyecek olursak:

• Al Siq Kanyonu: Petra Antik Kentinin ana girişi olan Al-Siq Kanyonu; 1,2 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 80 metre yükselikteki kayalardan oluşmaktadır. M.Ö 1.yy’da Nebatiler tarafından kayalar oyularak oluşturulmuş su kanalları ile dikkat çeken kanyon ayrıca eşsiz manzaralarıyla da ziyaretçilerini etkiliyor.
  Hazine: Petra'nın en bilinen yapısı El-Hazne, Hazine olarak bilinen ve Indiana Jones filminde de görülen anıttır. Hazine, MÖ 1. yüzyılda Nabateanlar tarafından kraliyet mezarı olarak yapılmıştır.
• Kraliyet Mezarları: Antik kentte karşılaşacağınız ilk kraliyet mezarı Urn Mezar’dır. Urn'un Mezarlığı ya da Unayshu Mezarlığı olarak bilinen bu mezarlık, kraliyet mezarları arasında günümüze kadar en iyi şekilde gelmiş olan mezarlıklardandır. Diğer ziyaret edebileceğiniz mezarlar arasında İpek Mezarı, Korint Mezarı ve Saray Mezarı yer alır. İpek Mezarı, zarif sütunları ve detaylı kabartmalarıyla dikkat çeker. Korint Mezarı ise Roma saray tasarımına benzediği düşünülen Nero'nun Altın Sarayı'na benzerlik gösterir. Bu mezarlar, Helenistik mimari ile Doğu geleneklerinin bir sentezi olarak görülür ve Doğu ve Batı'nın önemli bir buluşmasını simgeler.
• Kurban Yeri: Jebel Madbah Dağı'nda yüksek bir konumda bulunması nedeniyle bu adı alan ve al-Madhbah olarak da bilinen bu yer Nebatileri inancında hayvan kurban edilmek için kullanılırdı. 170 metre yükseklikteki bu nokta, sadece tarihi önemi olan bir mekan değil, aynı zamanda Petra'nın en yüksek ve en güzel manzaralarına sahip noktalarından biridir.
• Manastır: 800 Kumtaşı basamağını yaklaşık bir saatlik bir yürüyüş yolculuğuyla tamamlayarak ulaşabileceğiniz Manastır geçmişte kilise olarak kullanışmıştır ve yaklaşık 40 metre eni ve 50 metre yüksekliği ile eşsiz bir manzaraya sahiptir.

Petra'yı bir günde ziyaret etmek mümkün olsa da, orada ne kadar çok zaman geçirirseniz o kadar çok şey keşfedeceğinizi söylemekte yarar var. Yazın 6:00 - 18:00 arası, kışın 6:00 - 16:00 arası ziyaret edebileceğiniz Petra Antik Kenti’nde ayrıca; pazartesi, çarşamba ve perşembe akşamları 20:30 - 22:30 arası mum ışığıyla 'Gece Petra' deneyimi için de açık. İdeal ziyaret süresi 2 gün ideal ziyaret zamanı ise Nisan, Mayıs, Ekim ve Kasım ayları olan Petra Antik Kentini ziyaret ücreti ise bir günlük bilet kişi başına JD50* (yaklaşık £53 veya US$70).