Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Tarih Müzesi

-Giriş ücretli. 10 TL -Müzede bitki bahçesi, cerrahi alet sergi salonu, Sabuncuoğlu kliniği ve müzik odası var. -Müzeyi gezerken arkadan gelen müzik, atmosferi destekliyor. O zamanda bazı işlemlerin yapılıyor olması ilgi çekici, mesaneden taş çıkarılması gibi, bunların yapıldığı aletler sergileniyor. -Gezilebilir, güzel bir atmosferi var.

Gördüğüm en ilginç müzelerden bir tanesidir. Hem yapının güzelliği hemde ecdadımızın tıp biliminde ki bilgisini ve hünerini çok güzel şekilde bu dönemlere anlatıyor. Mutlaka gezmenizi öneririm.

Küçük bir yer olduğu halde yine de yaklaşık 1-1.5 saatimi geçirmiş bulundum. Sağlık çalışanları için kesinlikle tavsiye ettiğim bir yer, zamanında kullanılan aletler sergilenmiş ama pek yazı tablosu yoktur ne yazık ki bilmeyenler için. Bir zamanların sağlık sistemini anlatımı için ilgi çekici buldum, tüm dünyadaki gibi psikyatrinin temeli nasıl oluştuğu görünüyor. Botanik bahçesinde bitkilerle ilgili bilgi var ama kaynağı Sabuncuoğlu Şerefeddin'e bağlı mı hiç belli değil ve bitkilerin kendileri çoğu plakelerin altında değildi

Tıp üzerine geçmişle bağı olan bir müze. Buranın önemi daha fazla, daha fazla, daha yüksek sesle duyurulmalı musikinin önemi yüzlerce yıl önce keşfedilmiş lakin şuan kırıntısı dahi hatırlanamamakta hatırlatılmamakta….

Amasya ziyaretim sırasında burayı da gezme fırsatım oldu. İçeriye girişte ücretin adam bası 8 lira olması, ve müzekartın geçersiz olması beni bir hayli şaşırttı. Gerekçeyi sorduğumuzda ise buranın özel bir müze olması olması nedenini sundular. Ücreti ödememizin ardından biletleri alarak içeriye girdik. İlk olarak burada bulunan sağlık için yararlı olan bitkiler bizj karşıladı. Çoğu bitki vardı fakat mevsimle mi alakalı yada bulunamadığımı için bazı bitkiler yerlerinde yoktu. Dışarıdaki turumuzun ardından bir bir odaları gezmeye başladık. Eski devirlerde kullanılan ameliyat araçlarını, dağlama araçlarını falan gördük. Daha sonra orta alanda bulunan müzik ile tedavi edilen hastaların bulunduğu heykelleri gördük. Sonrasında müzik ile tedavi odasına girdik. Burada gayet sakin bir müzik eşliğinde bu tedavide kullanılan müzik aletlerini gördük. Sonrasında ekranlarda burçlar için tedavi müziklerini de tabiki dinledik. Daha sonra dışarı çıktığımızda özellikle müzenin arka tarafında müthiş bir ekmek veya kurabiye kokusu burnumuzu bayram ettirdi..kafamızı kaldırdığımızda Amasya çörekçisi ile karşı karşıya kaldık. O maceramıda bundan sonra anlatacağım.