Dünyanın En Yaşlı Kara Canlısı: Kaplumbağa Jonathan

Kaplumbağalar, yavaş hareketleri, sert kabukları ve genellikle uzun ömürleri ile bilinen sürüngenlerdir. Dünya genelinde pek çok farklı türde bulunan kaplumbağalar, karasal yaşamın yanı sıra suda da yaşayabilen türleri içerir. Genellikle dört ayaklı olan kaplumbağaların bacakları, türlerine bağlı olarak farklı özellikler gösterebilir. Sert kabukları, dış etkenlere karşı koruma sağlar ve birçok türün kendini içine çekebilme yeteneği vardır. Kara kaplumbağaları genellikle karasal ortamlarda yaşar ve bitki örtüsü arasında dolaşarak beslenirler. Suda yaşayan kaplumbağalar ise göletler, nehirler veya denizlerde bulunabilir. Kaplumbağaların çoğu otçul veya omnivor beslenme alışkanlıklarına sahiptir. Üreme genellikle yumurta bırakma yoluyla gerçekleşir ve kaplumbağa yavruları kendi başlarına hayatta kalmaya çalışırlar.

Dünyanın En Yaşlı Kara Canlısı 1. Fotoğraf

Jonathan adlı dev Seyşeller kaplumbağasının 191'inci yaş gününü kutlamak, sadece bir yaşam hikayesi değil, aynı zamanda tarih kitaplarını aratmayacak bir yolculuktur. Tahmini doğum yılı 1832 olan Jonathan, posta pulu, telefon, ampul, tabanca motorlu zeplin ve modern bisiklet gibi pek çok icadın henüz yapılmadığı bir dönemde dünyaya gelmiştir. Bu muazzam kaplumbağa, ABD iç savaşı, Kraliçe Victoria'nın uzun saltanatı, Sovyetler Birliği'nin yükselişi ve çöküşü, iki dünya savaşı gibi tarihi olayları sükunetle izlemiş bir tanık gibidir. 1882'den bu yana Saint Helena adasında yaşayan Jonathan, sadece uzun ömrüyle değil, aynı zamanda 26 yıl süren bir ilişkisiyle de dikkat çekiyor.

Jonathan, yalnızca dünyanın yaşayan en eski kara hayvanı olmakla kalmayıp aynı zamanda "chelonian" türlerinin en yaşlı kaydedilen örneğidir. Saint Helena adasında özgürce dolaşan bu ulusal hazinenin sağlığı oldukça iyi ve veteriner Jo Hollings, Jonathan'ın üçüncü yüzyıla ulaşma ihtimalini değerlendirirken umutlu ifadeler kullanıyor. Jonathan'ın kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte, 1882'de adaya vardığında en az 50 yaşında ve tamamen olgun olduğu tahmin ediliyor. Adanın resmi web sitesi, Jonathan'ın doğum gününün bilinmediğini ancak Hıristiyanlar tarafından 25 Aralık'ta kutlandığını belirtiyor, ancak bunun gerçek doğum günü olup olmadığını gösteren hiçbir kayıt bulunmuyor.

Bu eşsiz kaplumbağa, sadece yaşamı boyunca tanık olduğu tarihi olaylarla değil, aynı zamanda yaşam süresi bakımından da olağanüstü bir varlık olarak öne çıkıyor. Jonathan, göremiyor ve koku alamıyor olabilir, ancak hala güçlü bir iştah ve libidoya sahip. 1980'lerde yaşadığı yalnızlık stresine, 1991'de eşi Frederica ile bağ kurarak çözüm bulmuş; ancak uzun yıllar sonra Frederica'nın erkek olduğu anlaşılmış. Jonathan, hala Emma ve bazen Fred ile çiftleştiği gözlemleniyor, çünkü hayvanlar genellikle cinsiyetle ilgilenmezler. Yaşına rağmen, bu yaşlı dev kaplumbağa hâlâ hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. Gözlerindeki katarakt ve koku alma yetisinin kaybına rağmen, veteriner Hollings, Jonathan'ın iştahının hala yerinde olduğunu ve özel bir ekip tarafından elle beslenerek vitaminler, mineraller ve eser elementlerle güçlendirildiğini belirtiyor. Bu durum, Jonathan'ın sağlığına yapılan özenin bir göstergesidir.

Dünyanın En Yaşlı Kaplumbağası Kaç Yaşında Öldü?

Dünyanın en yaşlı kaplumbağası kaç yaşında öldü? Dünyanın en yaşlı kaplumbağası olarak bilinen Harriet, 174 yaşında hayatını kaybetti. Ancak, daha önce "yaşayan en yaşlı hayvan" olarak kabul edilen Harriet'in unvanı, yeni bulgularla sarsıldı. Gerçekte, Hindistan'daki bir hayvanat bahçesinde 2006'da ölen Aldabra cinsi dev kaplumbağa Adwaitya'nın, vefat ettiğinde tam 256 yaşında olduğu ortaya çıktı. Bu durum, Harriet'in unvanının haksız bir şekilde verildiğini gösteriyor.